Spor yöneticilerimiz, bu yolda çok şey denemiş olsalar da düne kadar; Rum faşizmi ile Uluslar arası spor kuruluşlarının tüzük ve yönetmenlikleri maalesef delememiş, aşmayı başaramadılar.
Bugünse, ülkemize uygulanan spor ambargosunu aralayıp dünyaya açılabilmenin sevincini içerisindeyiz. Lefkoşa’nın kıraç ovalarında yaşam bulun Yakın Doğu Üniversitemiz (YDÜ) Türkiye Basketbol ligleri yanında FIBA’nın nezaretinde oynanan EuroCup finallerine katılarak Avrupa şehirlerinde boy gösterip YDÜ ve KKTC bayraklarının dalgalanmasına olanak yaratmıştır.
TRT gibi Türkiye’nin en büyük Televizyon kuruluşu yanında Euronews gibi Avrupa’nın tüm ülkelerinde yayın yapan TV kuruluşunda baş haber olabilmektedir.
YDÜ Kadın Basketbol takımının bir yılda üç kupa kazanmasının önemini kabul edip takdir etmekle birlikte benim için önemli olanın uygulanan taktikler ve yapılan özverilerle ülkemin bir kuruluşu olan buram buram Kıbrıs ismi taşıyan Near East, Türkçe ismiyle Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol takımının Türkiye ve Avrupa arenalarında yasal olarak boy göstermesidir.
Takımda yer alanların tümünün yabancı uyruklu olması bizce eşyanın tabiatına uygundur. Yerli sporcularla bu arenada olamayacağımız gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız. Örneğin İngiltere şampiyonu Chelsea ile Dünyanın en büyük iki kulübü olan Barselona ile Real Madrid gibi takımlarının futbolcuları da toplama ve yabancı uyrukludur…
İşin gerçeğine baktığımızda bu takım bizimdir ve bin bir fedakarlıklara katlanarak Ana Vatan Türkiye’nin Basketbol Federasyonuna kaydolabilmişlerdir. Bir zamanlar Rum tarafının KOP’un iki futbol takımının Yunan liglerine katılıp mücadele ettiği gibi.
Beyler, KKTC’li sporseverler, değerli halkımız; Yabancı televizyonların YDÜ için “Kıbrıs Takımı” deyişlerine bakınız, küçük ayrıntılarda boğulmayın. Bu takım bizimdir onlarla gurur duyalım. Sorumluluk yüklenenlere teşekkür ederken sporun gücüne hayranlık duyalım. Takımızın Euroleauge Final Four’a katılması temennisinde bulunalım…
