Akademi Kıbrıs’tan yapılan açıklamada, KKTC’nin en aktif sivil toplum kuruluşlarından olan Akademi Kıbrıs olarak tarihimizin altın dönemlerinde bizim en büyük gücümüz ve geleneksel spor dalımız olan okçuluğu yani eski Türkçesi ile Kemankeşliği KKTC’de yaşatmak için yola çıkıyoruz.
Bizlerin tarihten aldığımız kıymetler vardır. Evet, ilerlemek istiyorsak, ihtişamlı ve ismimizden en büyük saygıyla bahsedilen o devri yakalamak gayesindeysek, geçmiş o muhteşem asırlarda hangi meziyetlerimizle, hangi usul ve teşkilatlar ve ruh ile bunu kazandığımızı unutmamalıyız.
Okçuluk, kemankeşlik’te bizim kültürümüzden ayrı değildir. Çilesi vardır, Kepazeliği vardır. Yani hazırlığı vardır. “Ben oldum” demekle, “yaparım” demekle hemen başaramazsınız.Çalışmanız, hazırlanmanız gerekir. Sabır, dirayet, güç ve dua… Bunlar bir araya gelince ok menzilini yakalar, hedefini tutar.
Bu organizasyonun eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış Osmanlı medeniyet ocağı Kıbrıs’ımıza çok yakışacağına hiç kuşku yok.Bu gibi etkinliklerin çoğalması, geleneksel hale gelmesi için her zaman destek olduk. Olmaya da devam edeceğiz denildi.
Eğitimler İstanbul’da verilecek
8 Hafta devam edecek kursların, Okçuluk eğitimi verecek hoca sayısında ki azlık nedeniyle İstanbul’da verileceği belirtildi. Kursa katılmaya hak kazanan KKTC vatandaşı kursiyerlerin tüm masrafları kurum tarafından karşılanacak.
Okçuluk = Kemankeşlikle ilgili bazı bilgiler
Kabza; okun yay kirişinde buluştuğu yer. Genelde bir hayvanın iki boynuzunun kesişme noktası kullanılıyor. Genelde manda boynuzu
Zingir; ok atma yüzüğü
Temren; okun uçuna takılan demir veya kemik başlık
Tabla veya Puta; hedef tahtası, nişangah
Soya; Okun sivri uçu
Yele; Okun yay teline takılan kısmındaki genelde kuğu ve kartalın sağ kanadından takılan tüyler. Bu tüylerin ağırlığı ile Temren’in ağırlığı birbirine eşit olurmuş.
Çile; Yayda gerilen ip
Kepaze; Acemi okçuların, aylarça çalıştıkları gergi yayı
Vahdet Noktası; Okun, yaya takılınca ucunun kabzada değdiği yer
