Öncelikle şunu vurgulamalıyım; Sayın Sertoğlu, iyi niyetli çalışkan bir arkadaşımızdır. Futbolumuzun gelişmesi için kendince uğraş veriyor ama demokrasi, takım anlayışı ve danışma kültüründen uzak bir arkadaşımız. Yönetimine seçtiği arkadaşlarına bakınız tümü de ağzı var dile yok yoldaşlar. Bu seçimin ardında muhakkak tek adamlık egosu yatmaktadır. Bu arkadaşların seslerinin çıktığı gördünüz mü hiç? Herhangi bir görüş belirttiklerini gören, duyan varsa beri gelsin! Danıştığı kişilerse masa arkadaşları! O ne derse kafa sallıyorlar, Full destek belirtmekle görevli arkadaşlar!
Durum bu merkezde olunca, iyi niyetli de olsanız, hata yapmaktan kurtulamaza olanak yok! Federasyon binasının güzelleştirilip modern hale getirilmesinden öte bir şey var ise anımsatın bizde öğrenelim. O da mesleğinin artısı…
Biz girişimlere değil, sonuçlarına bakanlardanız. Son 5 yılda futbolumuzda ne gelişme oldu? Elle tutulur bir şey var mı? Futbolumuz ileriye mi, geriye mi gitti? Erozyona uğradık mı uğramadık mı, ona bakarız.
Son yıllarda başımıza gelen en büyük dert, futbolcularımızın elini kolunu sallayarak çekip gitmeleri değil mi? Ne bonservis ne yetiştirme bedeli ödemeden ve en önemlisi geri döndüklerinde hiçbir müeyyideyle karşılaşmamaları değil mi?
Sormak isterim; Futbol Federasyonumuz bu konuyla ilgili ‘olumlu’ herhangi bir şey yaptı mı? Daha da ileri giderek söyleyeyim düzeltmek yerine ‘bozmak’ için uğraş vermedi mi? Cumhurbaşkanlığı Sarayında TC Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Demirören ile yapılan anlaşmanın bozulmasına ön ayak olmadı mı? Türkiye iç işlerimize karışıyor diye yaygara koparmadı mı? Türkiye Futbol Federasyonu’nun girişimlerini engellemek için FIFA’ya olumsuz mektup yazmadı mı?
“Bu iş kolay, KOP’a başvururuz işi çözeriz” diyip işi savsaklayanlar, futbolumuzu zarara sokanlar onlar değil miydi?
Ancak şunu da kabul etmemiz gerekir, Sayın Sertoğlu bu yanlışından döndü. Doğruyu görerek, sorunlarımızın çözülmesi için tek adresi olan TC Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Yıldırım Demirören’e mektup yazarak çözüm üretme talebinde bulundu.
Bunlar doğru hareketler ama zaman kaybına, birçok kalbin kırılmasına neden olduğu da bir gerçek. Sayın Sertoğlu, bu yönde gönül alma girişimlerine başladı mı onu bilemiyoruz. Ancak yanlıştan dönmenin bir erdem olduğu bilinciyle Hasan kardeşimin son yaptığı hamlenin doğru ve sonuç alıcı bir davranış olduğunu vurgulamak isterim.